Anasayfa Stil & ModaCeline’den Nostaljiyi Modernize Eden Yeni Koleksiyon

Celine’den Nostaljiyi Modernize Eden Yeni Koleksiyon

tarafından Hüma Kaya

Paris Haute Couture Moda Haftası’nın en çok ses getiren defilesine ev sahipliği yapan Fransız Moda evi Celine, yeni kreatif direktörü Michael Rider’ın hazırladığı koleksiyonda markanın zamansızlığına ve atıfta bulunuyor ve ‘styling’in gücünün altını çiziyor.

Yazı: Lara Mutlu

Ünlü Fransız modaevi Celine, İlkbahar-Yaz 2026 koleksiyonunu, 6 Temmuz’da Paris’te gerçekleştirdiği defile ile sundu. Celine’in tarihi 1945’e kadar uzanıyor; ancak gerçek anlamda moda sahnesinde ses getirmesi 2008’de kreatif direktörü Phoebe Philo ile başladı. Philo, dokuz yıl boyunca kadın giyimini radikal biçimde yeniden tanımladı. Ardından gelen Hedi Slimane ise markayı erkek koleksiyonlarından haute couture’e, parfümden kozmetiğe kadar genişletti ve Celine’i 2.5 milyar Euro değerinde bir marka konumuna ulaştırdı. Amerikalı tasarımcı Michael Rider’ın marka için hazırladığı bu ilk koleksiyon bu nedenle moda çevrelerinde oldukça merak ediliyordu. Son Celine defilesi, Şubat 2023’te Hedi Slimane tarafından gerçekleştirilmişti. Bu defileden sonra marka, moda takviminde sessizliğe bürünmüştü. Geçen ay Paris’te, Slimane’in yerine gelen Amerikalı tasarımcı Michael Rider ile yepyeni bir dönem başladı.

Bir Mirasın Üzerine İnşa Edilen Vizyon

Rider’ın hazırladığı bu ilk koleksiyon, markanın köklerine saygı duruşu niteliğinde. Geçmişin ikonik detayları ile günümüz modasının çağdaş tavrını ustalıkla birleştiren koleksiyondaki her bir look, podyumdan her an sokağa adapte olacak şekilde tasarlanmış. Her bir tasarım oldukça “giyilebilir” olmasıyla öne çıkıyor. Yumuşak siluetler, maskülen kesimler ve nostaljik referanslar, tasarımcının estetik anlayışını yansıtan öne çıkan unsurlar. Özellikle uzun kabanlar, hafif parlak dokularla tasarlanmış elbiseler ve güçlü omuz detayları, koleksiyonun karakteristik imzaları arasında.

Michael Rider’ın vizyonu, son dönemde moda dünyasını etkisi altına alan “sessiz lüks” kavramını yeniden yorumluyor. Minimalist ama sıradanlıktan uzak siluetler, ustalıkla seçilmiş kumaşlar ve detaylara verilen özen koleksiyonun temelini oluşturuyor. ‘Oversize’ ceketler, kusursuz dikilmiş pantolonlar, yapısal elbiseler ve her adımda kendini belli eden bir sadelik… Rider’ın Celine kadını, görünürde sade ama derinlikli, nostaljik ama modern, gündelik ama rafine. Renk paleti, markanın DNA’sıyla uyumlu olarak toprak tonları, gece siyahı, taş grisi ve krem beyazdan oluşuyor. Aralara serpiştirilen zeytin yeşili ve bordo gibi tonlar, zamansız şıklığı bozmadan derinlik katıyor. Aksesuarlar ise koleksiyonun güçlü tamamlayıcıları: İnce kemerler, sade ama çarpıcı çantalar ve zarif topuklular, Rider’ın Celine kadınını gündüzden geceye taşıyor.

Michael Rider’ın Celine için yarattığı bu ilk koleksiyon, bir geçiş dönemi havası taşıyor. Ancak geçişten öte, kendi dilini kurmaya kararlı bir tasarımcının adımlarını da net biçimde yansıtıyor. Moda dünyasında yarattığı beklenti büyük; zira Rider, LVMH çatısı altındaki bu köklü markaya sadece yeni bir estetik değil, aynı zamanda yeni bir ruh kazandırmak üzere yola çıkmış görünüyor.

Celine’in geleceği nasıl şekillenecek bilinmez ama Michael Rider’ın sessiz ama kendinden emin çıkışı, 2025’in en dikkat çeken moda anlarından biri olarak tarihe geçecek gibi duruyor.

Bunları da beğenebilirsiniz