Anasayfa İyi YaşamKaygı Yönetiminde Destekleyici Bir Yaklaşım: Magnezyum ve D Vitamini

Kaygı Yönetiminde Destekleyici Bir Yaklaşım: Magnezyum ve D Vitamini

tarafından Hüma Kaya

Magnezyum ve D vitamini son yıllarda kaygı yönetimi üzerine yapılan araştırmalarda daha sık anılıyor. Bu iki değerin dengeli seviyelerde olması, stresle başa çıkma süreçlerine destek sunabiliyor. Etkileri kişiden kişiye değişse de, genel iyilik hâlini destekleyen tamamlayıcı bir yaklaşım olarak değerlendiriliyor.

Yazı: Melike Yılmaz

Kaygı çoğumuzun dönem dönem deneyimlediği bir duygu. Bu duygu bedensel ve zihinsel süreçlerle ilişkilendiği için beslenme ve bazı mikro besinlerin düzeyleriyle de bağlantılı olabiliyor. Son yıllarda magnezyum ve D vitamini, kaygı yönetimi konusunda adı sıkça geçen iki destekleyici unsur olarak öne çıkıyor. Vücutta bu vitamin ve mineralin düşük olması, bazı kişilerde stres yanıtının daha yoğun hissedilmesine katkıda bulunabiliyor. Bu nedenle seviyeleri dengelemek, genel iyilik hâlini destekleyen bir yaklaşım olarak değerlendiriliyor.

Magnezyum, vücudun stres karşısındaki tepkisini düzenleyen süreçlerde görev alıyor. Bu mineralin yeterli düzeyde olması, stres hormonu olarak bilinen kortizolün dengelenmesine katkı sağlayabiliyor. Araştırmalar, magnezyum takviyesi kullanılan bazı çalışmalarda, katılımcıların kaygı belirtilerinde azalma bildirdiklerini gösteriyor. Ancak bu alanda daha kapsamlı ve uzun süreli çalışmalara ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.

D vitamini ise beyin sağlığı ve duygudurum süreçlerinde rol oynayan bir vitamin. D vitamini eksikliği bulunan kişilerde kaygı belirtilerinin daha sık görülebildiğini gösteren çalışmalar mevcut. Bazı araştırmalarda, D vitamini takviyesi alan bireylerin kaygı şikâyetlerinde iyileşme bildirdikleri ve serotonin düzeylerinde artış gözlendiği belirtiliyor. Ancak burada da genel kabul gören standart bir protokol bulunmadığını, sonuçların kişiye ve koşullara göre değişebileceğini belirtmek gerekiyor.

Nasıl kullanılmalı?

Magnezyum ve D vitamininin birlikte değerlendirilmesinin en önemli noktalarından biri, magnezyumun D vitamininin vücutta kullanılmasını desteklemesi. Magnezyum düzeyleri düşük olduğunda, alınan D vitamini etkili biçimde işlenemeyebiliyor. Bu nedenle bazı uzmanlar, iki desteğin birlikte alınmasının birbirini tamamlayan bir etki yaratabileceğini ifade ediyor. Yine de her bireyin ihtiyacı farklı olduğu için bu yaklaşımın kişisel sağlık durumu göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi önemli.

Beslenme ve yaşam tarzı da bu süreçte önemli bir yer tutuyor. Yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıllar, kuruyemişler ve tohumlar magnezyum açısından zengin kaynaklar arasında yer alırken; somon, ton balığı gibi yağlı balıklar, yumurta sarısı ve D vitamini ile güçlendirilmiş süt ürünleri D vitamini alımına destek olabiliyor. Ayrıca güneş ışığı, vücudun doğal D vitamini sentezi için temel kaynaklardan biri. Bunun yanında, Akdeniz tipi beslenme gibi dengeli beslenme modellerinin kaygı üzerinde olumlu etkiler gösterebileceğine dair araştırmalar bulunuyor.

Kaygı yönetiminde beslenmenin yanı sıra profesyonel destek almak, gevşeme tekniklerinden yararlanmak, düzenli hareket etmek ve uyarıcı maddeleri sınırlamak da yararlı olabilecek genel yaklaşımlar arasında yer alıyor. Kaygının günlük yaşamı zorlaştırdığı, uykuyu etkilediği veya duygusal dengeyi belirgin şekilde bozduğu durumlarda ise bir sağlık profesyoneliyle görüşmek en güvenli adım olarak değerlendiriliyor.

Kaynak: https://www.health.com/magnesium-and-vitamin-d-for-anxiety-11712542

Bunları da beğenebilirsiniz