Anasayfa İyi YaşamMenopoz Sevdiklerimizle Aramıza Mesafe mi Koyuyor?

Menopoz Sevdiklerimizle Aramıza Mesafe mi Koyuyor?

tarafından Hüma Kaya

“Menopozla birlikte düşen östrojen sadece sıcak basmasına sebep olmuyor; beynin “aidiyet, sevgi, bağ kurma” gibi duyguları hissettiği merkezleri de etkileyebiliyor.”

Yazı: Merve Öztürk

Menopoz yalnızca bir biyolojik süreç değil, kadının bedenini, zihnini ve ilişkilerini yeniden tanımladığı, hatta benliğini sorguladığı görünmez bir eşik aslında. Bu dönemde kadınlar zaman zaman kendilerini en yakınlarına bile yabancı hissedebiliyor, aileleri ve hatta çocuklarıyla aralarına görünmez bir mesafe girdiğini düşünüyor ve içsel bir yalnızlık hissine kapılabiliyor. Bunun sebebi ise değişen hormonlar. Menopozla birlikte düşen östrojen seviyesi sadece vücuttaki değişimlere sebep olmuyor; beynin “aidiyet, sevgi, bağ kurma” gibi duyguları hissettiği merkezleri de etkileyebiliyor. Çünkü aslında östrojen, oksitosin reseptörlerini destekleyen hormonlardan biri. Dolayısıyla östrojen azalınca oksitosin duyarlılığı da düşüşe geçiyor. Yani ‘sevgi’ elbette bitmiyor, ama sevgiyle bağlanma hissi azalıyor.

Bu hislerin nedeni elbette sevginin azalması değil, hormonların bağ hissini bastırması. Hormonların yönettiği hislerin sonucu ise çoğunlukla suçluluk duygusunu, utancı ve vicdan azabını beraberinde getiriyor.

Neden Boşanmalar Bu Dönemde Artıyor?

Menopoz sürecinde kadının önce bedeni değişiyor, sonra uyku düzeni, ruh hali, sabrı, tahammül eşiği… Daha da önemlisi “ben kimim?” sorusuyla yüzleşiyor. Evli kadınlar bunları konuşmaktan kaçabiliyor, yakın çevrelerinin eleştirilerinden ve yadırgayıcı bakışlarından korkuyorlar. “Çocuğuma bile tahammül edemiyorum” demek büyük bir vicdan azabı ve yetersizlik hissi yaratıyor. Yargılanmaktan, anlaşılamamaktan korkuyorlar. Ve maalesef birçok kadın bu dönemi sessizce, kendi içinde, kendine dahi ifade edemediği inişli çıkışlı duygular eşliğinde geçiriyor.

Bitkisel Destekler Bu Süreci Aşmada Yeterli mi?

Menopoz sürecindeki kadınlara kimi zaman hormon tedavisi uygulanabiliyor.  Hormon tedavisi alamayanlar için de yapılabilecekler var elbet. Doktor desteğiyle birlikte kişisel klinik tabloya uygun olarak gerçekleştirilen yönlendirmeler bu sürecin atlatılmasını kolaylaştırabiliyor. Black Cohosh, ashwagandha, maca kökü, omega-3 gibi destekler menopozun bedensel belirtilerinin hafifletilmesinde rol oynayabiliyor, ancak elbette hekim onayıyla kullanılması şart.

Black Cohosh: Sıcak basmalarının hafifletilmesini destekleyebiliyor.

Ashwagandha ve Maca: Hormonlar kadar güçlü olmasa da kaygının hafifletilmesini ve libido artışını destekleyebiliyor.

Omega-3 ve Magnezyum: Zihinsel yorgunluğun hafifletilmesinde rol oynuyor.

Ayrıca yadsınamaz bir gerçek var ki duygusal bağların geri getirilmesinde en az hormon destekleyici takviyeler kadar, dokunmak, sarılmak, görülmek ve yargılanmadan konuşabilmek önemli rol üstleniyor. Sevginin iyileştirici gücü, pek çok şeyde olduğu gibi bu süreçte de en önemli desteklerin başında yer alıyor.

Hormonlar Sadece Kemikleri mi Koruyor, Yoksa İlişkileri de İyileştiriyor mu?

Evet, östrojen hormonu kemikleri korumaya destek oluyor ama aynı zamanda empatiyi, şefkat eşiğini, oksitosine duyarlılığı da korumaya yardımcı bir dost. Ve azaldığında sadece bedensel etkiler görülmüyor, ilişkilerdeki bağlar da zedelenebiliyor.

Cheerful bearded man sitting on the floor and holding cup with tea

Menopozun Psikolojik Etkileri Neden Konuşulmuyor?

‘Menopoz’ dendiğinde çoğu kişinin aklına genelde biyolojik bir sürecin sonlanması geliyor. Oysa bu, kadının kendi içine döndüğü, yeniden doğduğu, ilişkilerini sorguladığı bir başlangıç. Evli kadınlar bu konuyu genelde konuşmuyor, çünkü ‘anne’ ve ‘eş’ rollerini sarsmaktan çekiniyor. Yani aslında bu sadece fizyolojik bir süreç değil; kadının hayat muhasebesi yaptığı bir eşik.

“Ben kimin hayatını yaşadım?”, “Kimlere katlandım?”, “Kendime nerede ihanet ettim?” gibi sorular zihinde belirebiliyor. Bu yüzleşme duygusu, geçmişte affedilmiş görünen ama aslında içte çözülmemiş kırgınlıkları yeniden yüzeye çıkarabiliyor. ‘Kendinden ödün verme’ hâlinden ‘kendi içine dönme’ hâline geçişi temsil ediyor bir anlamda. Toplumda kadınlar çocuk, eş, aile, iş derken hep “verici” roldeyken menopoz sürecinde hormonlarla beraber öncelikler de değişebiliyor: daima kendinden önce başkalarını düşündüğü bakış açısı, kendini önceliklendirdiği bir hal alabiliyor. Bu dönüş, bastırılmış duyguları bazen görünür yapabiliyor.

Elbette bu her kadın için geçerli değil. Bazı kadınlar bu dönemi sakin geçirirken, bazıları içinse geçmişte konuşulmamış kırgınlıklar, değersizlik hissi, ilişkilerde bastırılmış öfke yeniden görünür olabiliyor. Eğer klinik tabloları uygunsa, doktor kontrolünde hormon desteği alabilen kadınlar bu süreci daha az dalgalanmayla atlatabiliyor.

Bunları da beğenebilirsiniz